Kuvay-i Milliye Neden Sona Erdi? Hiç bir zaman sona ermedi.

Etkili direniş hareketi Kuvay-i Milliye Hareketi neden sona ermiştir sorusunun meraklılarına?

Hiç bir zaman sona ermedi ve Türkiye Cumhuriyeti varoldğu sürece de varlığını sürdürecektir.

Etkili silahlı direniş hareketi yani örgütlü ilk Kuvâ-yi Milliye hareketi olan İzmir’in İşgali’nden sonra; Kuvâ-yi Milliye hareketini, milliyetçi ve yurtsever olan bazı subaylar halkı örgütleyerek Ege Bölgesi’nde resmen başlatmışlardır.

Batı Anadolu’daki Kuvâ-yi Milliye birlikleri düzenli ordu kuruluncaya kadar geçen sürede Yunan birliklerine karşı vur kaç taktiği ile savaşmıştır. Güney Cephesi’nde Adana, Maraş, Antep ve Urfa illerinde Kurtuluş Savaşı’nı düzenli ve disiplinli Kuvâ-yi Milliye birlikleri kuruldu. Ulukışla’da faaliyet gösteren Kuvâ-yi Milliye de ilk kurulanlardan olup Fransızların, Toroslar’ın ardında ulaştığı bu en iç noktadan kısa sürede püskürtülmelerini sağlamışlardır. Çalışmalarını belgeleyen bir karar defteri çabalarıyla günümüze ulaşmıştır.

KUVAY-İ MİLLİYE MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE FAYDALAR SAĞLADI

Kuvay-i Milliye, Kurtuluş Savaşı’nın filizlenmesi için milli mücadele döneminde büyük rol oynamıştır. Bölgesel olarak başlayıp zamanla yurt çapında işgal güçlerine karşı birlik ve beraberliğin oluşmasını sağlamıştır. Böylece işgal güçlerine karşı ulusal olarak pes etmemekte kararlı olunduğunu yansıtarak savaşın kazanılması için gerekli olan umut ışığını ortaya çıkarmıştır.

KUVAY-İ MİLLİYE’NİN SONA ERMESİNE NEDEN OLAN GELİŞMELER DİYE SÖYLENEN YALANLAR, İŞGAL GÜÇLERİNİN GÜNÜMÜZDE Kİ UNSURLARIDI.

Kuvay-i Milliye düzenli orduya geçiş sürecinde, orduya destek sağlamak amacıyla, düşmana karşı tam teşekküllü direnç gösterm, Kimi Kuvayi Milliye şeflerinin TBMM’ye aykırı hareket etmeleri, düzeni bozmaları, halktan rızasız para ve mal toplamaları gerekçe gösterilerek ortadan kaldırılmıştır gibi yalanlarla bahane üretmeye çalışmaktadırlar. Yerel sivil örgütlenmeler, çeteler olarak ortaya çıkan Kuvâ-yi Milliye, düzenli ordulardan oluşan işgalci güçlere karşı, bugünkü deyimiyle bir gerilla savaşı uygulamıştır. İlk direniş olayları Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Fransızlara karşı görülmüşse de, örgütlü direniş İzmir’in düşmanca ele geçirilmesinden sonra Ege Bölgesi’nde Kuvâ-yi Milliye olarak başlamış ve bağımsız yerel örgütlenmeler olarak yayılmıştır. Bölgesel kuruluşlar, daha sonra TBMM’nin kurulması ile birleştirilmiş ve I. İnönü Muharebesi sırasında da düzenli orduya dönüşmüştür.

Ve her halukarda Atatürk’ün Nutuk’da bahsettiği nedenler oluştuğunda yeniden mücadele etmek üzere her zaman hazırda beklemiş, Türkiye Cumhuriyetinin tamamını ele geçiren Yahudi üstin cesaret ödüllü ve yandaşlarının Vatanın tüm üretim sürecini yok eden, tüm yerli tarım, ticaret, yargı, ordu ne varsa yok edildiği, Türk Silahlı Kuvvetlerinin pasifize edilerek neredeyse Vatanı Savunmak üzere olan özelliklerini yok ederek ülkemizi saldırıya açık hale getirmeşlerdir.

Bu da onlar BOP projesi kapsamında Türk Milletini yok etmeye çalıştıklarını ortaya koymaktadır.

Mahkemeler; Türk Siyasteçleri ceza evlerine atarken, pekaka’lıları ve tecavüzcüleri serbest bırakarak Türk Toplumunu kaosa sürükleme çabalarını göstermektedir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin pasifize edildiği, Mehmetçiğin –  Jandarmanın Hatay’da mallarına çökülen mülk sahiplerine saldırdığı zaman artık ülkemizde işgal hukukunun olduğunu ve bından sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türk Milletinin Canını, Malını ve Vatanını korumaktan uzaklaşarak işgal güçlerinin ihtiyaç ve çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini göstermektedir.

Artık Güvenilecek bir tek merkez vardır, o da binlerce yıllık Türk Tarihinin bize öğrettiği şekilde savaşmak, İşgal güçlerinin hukukunu ve onun temsilcilerine karşı top yekün bir savaş yürütecek yerel, genel mücadele yöntemleri geliştirekle mümkündür.

Türk Köle olmaz, YA ÖZGÜRÜZ YA DA ÖLÜRÜZ…

Alışveriş Sepeti